Corintco Makaleler

Gıda Enflasyonu Bölüm 1 - Sebepleri

Gıda Enflasyonu uzun zamandır genel enflasyonu yukarı çeken ve bu nedenle de enflasyon içinde en çok konuşulan bileşen olmaya devam ediyor. Peki tam olarak neden bahsediyoruz? Gıda enflasyonu nasıl oluşuyor, nasıl çözebiliriz? Bu soruların cevabını konuyu sistematik bir şekilde inceleyerek cevap verebiliriz.

Ana parametreleri özetlersek;

1. Küresel gıda fiyatları değişimi,

2. Temel tarım girdileri fiyat değişimi,

3. Tarım üretim verimliliği, ölçek ekonomisi,

4. Tarladan tüketiciye tedarik zinciri,

5. Gıda üretimi, maliyet girdileri,

6. Genel ve dönemsel arz-talep dengesi.

Bu ana parametreleri tek tek inceleyeceğiz ve sonrasında ortaya çıkan tespitlere göre çözüm önerilerimizi paylaşacağız.

1. Öncelikle cevaplamamız gereken soru, gıda enflasyonu sadece ülkemizin yaşadığı bir durum mudur, küresel ölçekte gelişmeler nelerdir?

2020 yılı ilk çeyreğinden beri pandeminin de etkisiyle küresel gıda fiyatları artış göstermektedir. FAO Gıda Fiyat Endeksine baktığımız zaman pandemi döneminde tahıl, bitkisel yağ, süt ürünleri, et ürünleri ve şeker fiyatlarının genel olarak artış gösterdiğini görüyoruz. Aynı dönemde petrol fiyatlarının da 30 dolar bandından 65-70 bandına geldiğini göz ardı etmememiz gerekiyor. 2021 yılı sonuna kadar bu artışların dengelenmesini fakat orta ve uzun vadede gıda fiyat artışlarının; nüfus artışı, gıda israfı, dengesiz paylaşım ve arzı olumsuz etkileyen iklim değişikleri göz önüne alındığında devam edeceğini öngörebiliriz.

Küresel gıda fiyat artışları bizi 2 ana bileşende etkilemektir. Birincisi dolar bazında ithal mamul ve ham madde girdi fiyatları artmaktadır, ikincisi türk lirasının döviz bazında değer kaybı fiyatlara yansımaktadır.

2020 yıl sonu verilerine baktığımız zaman tüketici enflasyonun yaklaşık %15 dolar kur artışının ise %24 olduğunu görüyoruz. Yani sadece ithal girdiler bazında baktığımız zaman gıda fiyat artışları kur etkisiyle genel enflasyonun 9 puan üzerinde gerçekleşmiştir. Bu artışa döviz bazında artışları da eklediğimizde ithal ürünlerin gıda enflasyonunu ne kadar etkilediği net olarak karşımıza çıkmaktadır.

2. Temel tarım girdileri bitkisel üretimde; tohum, gübre ve sulama, hayvansal üretimde yem ve mazot, ortak olarak da mazot ve işçilik olarak sınıflandırılabilir. Tohum, gübre, mazot ve yem girdileri büyük ölçüde ithalatla karşılandığı için küresel gıda fiyat değerlendirmesi bu girdiler için birebir geçerlidir. İşçilik ise asgari ücret artışı, yani genel enflasyon artışı ile paralel seyir göstermektedir.

3. Tarım üretim verimliliğini bir çok farklı faktör etkilemekle birlikte bu faktörler; toprağa ve iklime uygun ürün seçimi, doğru sulama teknikleri, doğru tohum kullanımı, tarla büyüklüğü ve arz-talep dengesi olarak özetlenebilir. Bütün bu faktörler doğru uygulandığında girdi maliyetlerinde çok önemli tasarruflar sağlayabilmekte ve fiyat artışlarının etkisi toplam maliyet içinde düşmektedir. Diğer taraftan elde edilen ürün miktarı önemli oranda artmakta ve birim maliyet daha da azalmaktadır. Örnek vermek gerekirse, ortalama bir dönümden ortalama 500 kg ürün alınırken bu miktar doğru uygulamalarla 1,000 kg olabilmektedir. İlaveten, seçilen ürün arz-talep dengesi gözetilerek üretilmişse israfın önlenmesi verimliliği artıracak ve enflasyonu aşağı çeken etki yaratacaktır.

4. Tarladan tüketiciye tedarik zinciri önemli parametrelerden bir tanesidir. Burada ürün zincirlerinde eksik ve aksak örgütlenmeden bahsetmemiz gerekir. Mevcut kooperatifler, üretici birlikleri, meslek örgütleri, dernekler ve benzerleri, üreticinin ürününün doğru pazarlanması ve etkin bir şekilde tüketiciye ulaşması ana hedeflerine hizmet etmekten uzak yapılardır. Eksik ve aksak örgütlenme yapılanması verimsizlik ve fiyat artışlarının ana sebepleri arasında yer almaktadır.

5. Gıda üretimi maliyetleri üreticinin çok fazla kontrolünde olmayan yani önemli ölçüde değiştiremeyeceği faktörlerdir. Bu maliyetler temel olarak hammadde, üretim, pazarlama, finansman ve lojistik girdilerinden oluşmaktadır. Üreticiler serbest piyasa ekonomisi koşullarında rekabetçi olabilmek adına bu maliyetleri optimize etmek adına çaba gösterirler. Hammadde, elektrik, su, doğalgaz, işçilik, doğrudan ve dolaylı vergiler, finansman maliyetlerin de meydana gelen artışlar büyük ölçüde üreticinin kontrolünde olmayan artışlardır. Son dönemde olduğu gibi, üretici enflasyonunun tüketici enflasyonundan fazla olması, maliyet artışlarının tamamının dönemsel olarak fiyatlara yansıtılamamasını dahi ortaya çıkarmaktadır.

6. Arz-talep dengesi oldukça önemli olmakla birlikte dengeyi sağlamak bir çok bileşeni eş zamanlı doğru tespit ederek ve uygulayarak sağlanabilir. Bu bileşenler ürün bazında; öncelikle iç talebin belirlenmesi ne kadarının yurt içi üretim ne kadarının ithal edileceğinin öngörülmesi, buna paralel ihracatın öngörülmesi, etkin destek mekanizmalarının oluşturulması, hammadde ve mamül madde ithalatı gümrük vergi oranlarının belirlenmesi ile mümkündür. İfadeden de anlaşılacağı gibi burada ana aktör devletin ilgili organlarıdır. Doğru tespit ve uygulamalar gıda fiyatları üzerinde belirleyici etkiye sahiptir.

Mustafa M. Sayınataç
Corintco CEO ve Kurucu Ortağı